Cengiz Han ahlakı – Son Dakika Cumhuriyet Pazar Haberleri
İmparatorluğunun sınırlarını genişletmeye ve kişisel hazinelerini artırmaya çalışan tüm işgalci liderler gibi Cengiz Han da çok kan döktü. Diğer imparatorlar bu özelliği övgüye değer bulabilirler ama bugün kişisel hırslarımızı süslemek istemiyoruz. Buna rağmen Cengiz Han'ın eşine karşı davranışının övgüye değer olduğunu düşünüyorum. Şimdi günümüze kadar uzanan bu davranışa bir göz atalım:
KAFEYE GİDEMEYEN BABALAR
Ülkemizde 2000'li yıllarda kadın cinayetleri arttı, bunların bir kısmı “namus cinayeti” olarak tanımlanıyor. Namus cinayetinin en yaygın şekli şu şekildedir: Genç bir kıza tecavüz edilir ve hamile kalır, bazen tamamı erkeklerden oluşan aile meclisi toplanıp kızı vurmaya karar verir ve kızın küçük erkek kardeşine bu işi yapması talimatı verilir. Bazen kızını vuran babanın kendisi oluyor. Mahkemede kızını neden vurduğu sorulduğunda baba şu açıklamayı yaptı: “Alnım açık bara gidemediğim için onu vurdum.” Olayı inceleyelim:
Bir kıza tecavüz edilirse, olaydan aslında kendisi sorumlu olmadığı gibi babası da sorumlu değildir. Ancak erkekler, kızın tecavüzü veya jargonla kuyruk sallamayı teşvik ettiğini düşünüyor. Ama bu imkânsızdır, çölde hiçbir kadın karşı yönden gelen dört erkek gördüğünde “Gel bana tecavüz et” sinyali vermez. Ne yazık ki, mantık dışı gibi görünen bu kadın cinayetlerinin arkasında ensest yatıyor. Kızı vurmanın asıl amacı bara rahatça gitmek değil, ensest ilişkiyi saklamaktır.
Bayan Borte
Gelelim Cengiz Han'a. Cengiz Han bugün yaşasaydı alnı açık bir şekilde kafeye gidemezdi; çünkü Cengiz Han'ın adı hâlâ Temuçin iken, düşmanları karısı Börte Hanım'ı kaçırıp tecavüz etmişti. Temujin kısa süre sonra karısını kurtardı ama Börte hamileydi. Eğer Temuçin daha az zeki olsaydı, “Alnım açık dolaşamam” diyerek karısını öldürürdü. Temuçin bunu yapmadı, karısına ve beş altı ay sonra doğurduğu çocuğuna sarıldı. Çocuğun kendi oğlu olup olmadığı tartışmalı olduğundan Temujin çocuğa “Dik” adını verdi. Cuci Moğol dilinde Tanrının uzaktan gelen misafiri anlamına gelir.
Cengiz Han'ın Börte Hanım'dan üç çocuğu daha vardı ama dört çocuk sahibi olmayı planlıyordu. İkinci oğlu Çağatay ise sürekli olarak “Ben senin ilk oğlunum, beni veliaht ilan et” diyordu ama Cengiz Han bunu yapmadı, dört oğlu da onun gözünde eşitti ve şöyle dedi: “Ben öldükten sonra seç beni.” aranızdan biri han.” Sanıyorum Cengiz Han bu noktada büyük bir yüce gönüllülük gösterdi ve şöyle düşündü: “Karım bu çocuğa kendi isteğiyle hamile kalmadı, onun çocuğu benim çocuğumdur.” Şimdilerde geleneklere saygı duyduğuna inanan kadın katilleri aynı yüce gönüllü davranışı sergileyebilir mi? Aslında kadınları dövmek adetimiz değildir.
TÜRK GÜMRÜKLERİNDE KADINI VURMAK
“Töre” kelimesinin arkasına saklanan kadın öldürme geleneği bize başka kültürlerden geldi. Oğuzlar, Göktürkler, Uygurlar, Harezmliler, Selçuklular ve Osmanlılar kadınları öldürmediler. Türk geleneğinde kadın öldürülmez. Namus cinayeti bahanesiyle eşlerini öldüren ve hayatlarında ilk kez mahkemede “numaralı” kravat takan erkeklerin iyi halden indirim alması bizim geleneklerimize ve aklımıza uygun değildir.
DİZ ÜZERİNDE BABALAR
Anadolu'da çok nadir de olsa eski bir Türk geleneği varlığını sürdürmektedir. Bu geleneğe göre gelin ata binmeden önce babası her iki elinin parmaklarını birbirine geçirerek üzengi gibi tutar, kız da bu üzengiye çıkıp ata biner. Bazen baba yere diz çöker, omuzlarından birini indirir ve gelin babasının omzuna çıkıp ata biner. Bana göre bu babanın davranışının anlamı şu: “Kızım, evlenmene izin veriyorum, sana kefil oluyorum ve bundan sonra başına gelebilecek herhangi bir kaza veya sorunla ilk ben ilgileneceğim. ”
Bu Türk geleneğidir. Orta Asya ve Anadolu kültürlerinde baba, kızının başı belaya girdiğinde onu öldürmez, ona herkesten önce sarılır. Zor durumdaki kadına sarılmak önce kocanın, sonra babanın görevi değil mi? Temujin aptal mıydı?